Pages in topic:   < [1 2 3 4 5] >
18 Mayıs 2007 Cuma günü saat 19:00'da Çeviri Camiası mensupları İstanbul'da bir araya geliyor
Thread poster: BÜLENT CEM ARK
chevirmen
chevirmen  Identity Verified
Türkiye
Local time: 09:18
Member (2006)
English to Turkish
+ ...
Tekrar tekrar May 21, 2007

(Bu bölüm istek üzerine çıkarılmıştır)

Cem'in önerilerine gelince, Çeviri Derneği gibi (önceden -3 yıl önce- bahsettiği üzere güçlü) bir yapının halen, kurulduğu günden bu yana yasal yönde bir adım atamamasına şaşırıyorum. Bu adımların içinde öncelikle Noterler Kanununun çevirmenlerle ilgili bölümünün çeviri bürolarının tekelinden çıkarılıp, tam anlamıyla işletilmesi yer alıyor.

Bu öneriyi kendisine üç sene önce bel
... See more
(Bu bölüm istek üzerine çıkarılmıştır)

Cem'in önerilerine gelince, Çeviri Derneği gibi (önceden -3 yıl önce- bahsettiği üzere güçlü) bir yapının halen, kurulduğu günden bu yana yasal yönde bir adım atamamasına şaşırıyorum. Bu adımların içinde öncelikle Noterler Kanununun çevirmenlerle ilgili bölümünün çeviri bürolarının tekelinden çıkarılıp, tam anlamıyla işletilmesi yer alıyor.

Bu öneriyi kendisine üç sene önce belirtmeme rağmen, gerek dernek gerekse şahıs olarak bir adım atılamadı. Aksine tercümanların örgütlenmesi gibi yenilmesi ve yutulması zor bir adımdan başlanmış. Halbuki büyük gelişmelerin tetikleyicisi küçük olaylardır. Adımların yavaş yavaş atılması gerekir.

Düşünceme göre, bu tür bir örgütlenmenin bu aşamada oluşmasının, sadece derneğe üyelik ücreti ödenmesi şeklinde bir faydası olacaktır. Realist olmak bu bağlamda önemli, şahsım olarak adıma hiçbir gayret göstermeyecek ama sadece belirli bir kitleye hitap edecek bir derneği veya şahsı neden destekleyeyim? Kusura bakmayın, ama en açık tabirle, para kolay kazanılmıyor. Bir dernek 1 YTL de olsa, bir icraat yapmadan bir hak kazanmamalı.

Diğer yandan, konferans çevirmenleri örgütlenmiş, doğru. Bunun sebebi gayet açık, önemli toplantılarda bazı çevirmenlerin yaparım diyerek, sonuçta işi berbat etmesi... Örgütlenmenin amacı bu tür istenmeyen olayların önüne geçmek. Yakın zamanda fiyatlarını da sabitleyecekler.

Esas eleme organının piyasa olduğu hususuna gönülden katılıyorum. İnsanı en iyi, iş yaptığı insanlar tarif eder. Birlikte çalıştığınız insanlar, sizi başkalarına tavsiye ediyorsa ve zamanla piyasada tanınıyor ve iyi iş çıkarıyorsanız, zaten elemeyi geçmişsiniz demektir. Dolayısıyla akreditasyonun durumu da benim açımdan net. Piyasa çevirmenlere gerekli akreditasyonu çok iyi veriyor.

Avrupa Birliğine bile gireceğimiz kesin değilken (en iyi ihtimal 15 sene), herhangi bir AB organının beni bu piyasa dışına itebileceği ihtimaline sadece gülüyorum.

Yine burada Cem'in gülmesine rağmen, benim konumumu anlamasına olanak bulunmadığına inanıyorum. Zira çevirmenin durumunu çevirmen anlar. Çeviri Derneğinde bulunan çevirmen kişilerin bu cevapları çok iyi bildiğine inanıyorum. Gerek yılların tecrübesi, gerekse hem zamanında bürolara, hem yayınevlerine kısaca piyasaya çalışmış olmalarına istinaden, burada yazılanlardan çok daha güzel önerilerle geleceklerine de eminim.

Cem'in bu tür güzide bir derneğin potansiyelini (kurucular ve üyeler arasındaki çevirmenler) de kullanmamasına şaşıyorum. Belçika'da kurulan bir dernekle paralellik kurulacağına, zaten bir yapı var, bunların yaptıkları üzerine neden bir öneriye gerek duyuluyor bunu da sormak istiyorum.

Düşüncemi özetlemek gerekirse, bu tür bir yapının faydalı olabileceği ölçüde tutunabileceğini, aksi takdirde diğer pek çok dernek gibi unutulacağına inanıyorum. Asıl elini altına sokması gerekenler bu konuda bir şey yapmazken veyahut az gayret gösterirken, benim şahıs olarak Cem'in dediklerine ne inanasım geliyor ne de gerçekçi buluyorum. Yaptığım işten ve bulunduğum konumdan da utanmadığımı belirtmek isterim Cem'e...

ANKARA TÜRKİYE'DEN...
Collapse


 
BÜLENT CEM ARK
BÜLENT CEM ARK  Identity Verified
Türkiye
Local time: 09:18
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
AB Çeviri Genel Müdürlüğünün bize akreditasyon sınavı yapmasını beklememize gerek var mı May 21, 2007

Bence yok...

Türkiyedeki çeviri camiası kendi içinde nitelikli çevirmenleri seçebilecek kriterleri ve bunu uygulayacak bir mekanizma koyamazsa, o zaman AB'nin yetkili organları Çeviri hizmetleri ile ilgili müzakereye geldiğinde

'Madem siz bu işi yapamıyorsunuz, o zaman bizim dediğimizi yapacaksınız' derler ya da demeye getiren bir açıklamada bulunurlarsa sizi bilmiyorum ama ben bundan utanırım.

Yoksa kimsenin çevirmenlik mesleğini yapm
... See more
Bence yok...

Türkiyedeki çeviri camiası kendi içinde nitelikli çevirmenleri seçebilecek kriterleri ve bunu uygulayacak bir mekanizma koyamazsa, o zaman AB'nin yetkili organları Çeviri hizmetleri ile ilgili müzakereye geldiğinde

'Madem siz bu işi yapamıyorsunuz, o zaman bizim dediğimizi yapacaksınız' derler ya da demeye getiren bir açıklamada bulunurlarsa sizi bilmiyorum ama ben bundan utanırım.

Yoksa kimsenin çevirmenlik mesleğini yapmaktan utanmasına gerek yok... Aksine, çok az bir insanın yapabileceği son derece saygın bir iş yaptığımızı düşünüyorum.

Sayın Özden ARIKAN'ın gösterdiği yapıcı çözüm önerileri yolunda gitmeye devam edelim.

Bakın, şimdiden bu başlık 1000'in üzerinde kişi tarafından okunmuş. Böyle bir başlığın bu kadar kişi tarafından okunmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Bu başlığın daha fazla kişi tarafından okunması ve bu başlık altında daha fazla somut çözüm önerileri ve daha yapıcı eleştiriler getirilmesi dileğiyle,

Saygılarımla,

Cem ARK
Collapse


 
Serdar Oncu
Serdar Oncu  Identity Verified
Türkiye
Local time: 09:18
English to Turkish
+ ...
Bana da gelmez May 21, 2007

Çağdaş'ın "beni akredite edecek adamın alnını karışlarım" yazısına sonuna kadar katılıyorum. Ayrıca Erkan'ın yazıları ve Nizamenttin Bey'in "Piyasa" tespiti bence çok yerinde.

Cem'e gelince:
Cem'i uzun bir süre önce Ankara'da Erkan'ın bahsettiği toplantıda dinlemiştim. O zaman Çeviri Derneğini temsilen konuşuyordu. Şu anda bahsettiği düşünceler ile o zaman bize aktardıkları arasında 1 mm bile fark yok. Bu çok üzücü gerçekten. Cem'e din
... See more
Çağdaş'ın "beni akredite edecek adamın alnını karışlarım" yazısına sonuna kadar katılıyorum. Ayrıca Erkan'ın yazıları ve Nizamenttin Bey'in "Piyasa" tespiti bence çok yerinde.

Cem'e gelince:
Cem'i uzun bir süre önce Ankara'da Erkan'ın bahsettiği toplantıda dinlemiştim. O zaman Çeviri Derneğini temsilen konuşuyordu. Şu anda bahsettiği düşünceler ile o zaman bize aktardıkları arasında 1 mm bile fark yok. Bu çok üzücü gerçekten. Cem'e dinlediği/okuduğu insanların görüşlerini göz önünde bulundurmasını ve düşüncelerini/planlarını ona göre şekillendirmesini tavsiye ederim.

Çağdaş'ın dediği gibi çeviri bürosu sahibini, ek iş olarak çeviri yapan bir kişiyi, konferans çevirmenini, kadrolu çevirmeni, kitap çevirmenini, altyazı çevirmenini, matbu evrak çevirmenini, internet ortamında uluslararası çalışan bir çevirmeni birarada ancak nuhun gemisi alır.
Collapse


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 08:18
Member
English to Turkish
+ ...
AB ve hit meselesi May 21, 2007

Türkiyedeki çeviri camiası kendi içinde nitelikli çevirmenleri seçebilecek kriterleri ve bunu uygulayacak bir mekanizma koyamazsa, o zaman AB'nin yetkili organları Çeviri hizmetleri ile ilgili müzakereye geldiğinde

'Madem siz bu işi yapamıyorsunuz, o zaman bizim dediğimizi yapacaksınız' derler ya da demeye getiren bir açıklamada bulunurlarsa sizi bilmiyorum ama ben bundan utanırım.

Yanılgılara yol açmayalım bence. AB, ancak kendisinin müşterisi veya işvereni olduğu çevirmenler için kriter belirleyebilir. Microsoft'a veya Kelebek yayınlarına veya Hansen torna tezgâhlarının Türkiye temsilcisine gidip hangi çevirmene iş vereceğini söyleyecek hali yok. Çeviri dünyası AB'nin sınırlarını çok çok aşıyor, bu dünyayla fiili bağları olmayanların tasavvurunu da, ne yazık ki. Cem Bey, siz çevirmenlerin örgütlenmesini çevirmenlik yapmayanların üstlenmesinin daha sağlıklı olacağı görüşündesiniz ama, çevirmenlik yapmamanız, işlerin nasıl yürüdüğünü bilmemenize yol açıyor, bu da örgütlenme faaliyetlerinizi kötü etkiliyor olabilir mi?

AB daha kendisi için yaptırdığı çevirileri denetlemekten aciz. Bu geçen sene burada çok hararetli biçimde tartışıldı. Bağlantısını sonra arayacağım, şimdi uğraşamadım (bilen varsa yayınlasın gerçi, makbule geçer): AB ihale açıyor ve tabii ki şu şu şartlarda olacak diye çevirmen kriterleri belirliyor. Sonra bürolar çevirmenlere yazarak CV topluyor. AB'nin istediği niteliklere sahip çevirmenlerin CV'lerini AB'ye göstererek ihaleyi aldıktan sonra, çeviriyi de o çevirmenlerin 1/3'ü fiyata iş yapan ve haliyle CV'sinde aynı nitelikler yazmayan çevirmenlere yaptırıyorlar.


Bir de,
Bakın, şimdiden bu başlık 1000'in üzerinde kişi tarafından okunmuş. Böyle bir başlığın bu kadar kişi tarafından okunmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Bu başlığın daha fazla kişi tarafından okunması ve bu başlık altında daha fazla somut çözüm önerileri ve daha yapıcı eleştiriler getirilmesi dileğiyle,


girişte 1.000 yazması bu forumu 1.000 kişinin okuduğunu göstermiyor. Bu forumun sayfalarına toplam 1.000 kere fareyle tıklandığını gösteriyor. Daha sağlıklı değerlendirmeniz için bir ölçek vermek gerekirse, sanıyorum başından beri sadece ben 50-60 kere tıklamışımdır.


 
Nizamettin Yigit
Nizamettin Yigit  Identity Verified
Netherlands
Local time: 08:18
Dutch to Turkish
+ ...
Bir oluşum May 21, 2007

Ben alıntıları ve buradaki olanları yazarken Cem Ark veya başka birinin başlatacağı bir olumlu çalışmaya karşı olduğumdan değil. Ancak bu işlerin son derece zor ve derin olduğuna işaret etmek istediğimden. AB içinde kurulmuş, kurumsallaşmış oluşumlar var ama sistem yine ii işlemiyor...

Ya da piyasanın şartarı işliyor...

Şadan Öz'ün benim piyasa vurguma yorumuna da katılıyorum. AMa o piyasayı belirleyen, onu oluşturan da biziz. Hani �
... See more
Ben alıntıları ve buradaki olanları yazarken Cem Ark veya başka birinin başlatacağı bir olumlu çalışmaya karşı olduğumdan değil. Ancak bu işlerin son derece zor ve derin olduğuna işaret etmek istediğimden. AB içinde kurulmuş, kurumsallaşmış oluşumlar var ama sistem yine ii işlemiyor...

Ya da piyasanın şartarı işliyor...

Şadan Öz'ün benim piyasa vurguma yorumuna da katılıyorum. AMa o piyasayı belirleyen, onu oluşturan da biziz. Hani şu bir oluşumla bir araya getirmeye çalıştığımız biz.

Her şeye rağmen, bir oluşum oluşsa ve on kişiye yeni başlaan 10 kişiye başlarken ne yapmalı, nasıl fiyatlandırmalı, nasıl pazarlık etmeli, hangü sözlükler güvenilir, hangi bilgisayarda çalışmak lazım, hangi kanala yönelmek lazım, hangi programları edinmek veya hangilerinden kaçınmak lazım diye öğretse bu oluşum, amacına ulaşmış on tane taş gibi çevirmenin gözünün açılmasına yardım etmiş olur.

Bence hiç bir şey yapılmasa da bu yapılmalı. Amaç buysa amenna... Ama amaç kurumu oluşturup sonra da kanun veya tekel olmaya çalışmaksa o işin uzun ve derinlikli olduğunu ve dahi beni aştığını ifade edeyim.

Uzun soluklu işleri yapabilmek için de kısa soluklu işleri yapmış olmak ve bunda genel kabul görmek gerek diye düşünüyorum. Kısa soluklu işleri kurumsallaşmadan önce yapmayı başardık şimdi sıra kurumsallaşmakda derseniz ona da amenna...

Sanırım meramımı anlattım. Ben hemen işime döneyim...

Sağlıcakla kalınız,

Nizam

Not: Bu mesajı yazarken bir ara Özden'in mesajına da baktım. AB nin kendi çevirilerini denetlemekten aciz olduğuna dikkat çekmiş.. Bu ifadenin altına imzamı atarım.

Diğer bir konu birinin CV siyle başkasına iş yaptırmaya gelince.
Aynı durum bizim başımıza geldi. Bizim kamu kurumlarından birine sunulacak bir metnin ilk 300 sayfasını 2005 de ben yapmıştım. Deneme çevrisi yanında CV mizi de uygun görmüşlerdi. Konu da Asbest'ti diyeyim ki konuyu daha iyi algılayablesiniz. Sonra ikinci yarısına ajans kıllık etti. Tekrar pazarlığa oturmak isteyince biz pazarlık yapmadığımız için işi başkasına verdiler. Tabi iş bizim CV ve test çevirilerimiz üzerinden başkasına kazanç oldu.

Biz bu konudaki fikrimizi ve muhatabdan bunu durdurmasını ve yeni test çeviri ve yeni cv istemesini talep ettiysek de sonuç alamadık.
Ama ahımız tuttu ve bütün metinler kullanılma imkanı bulamadı. Ama ahımızın sonucunu 2006 da gördük
Collapse


 
Şadan Öz
Şadan Öz  Identity Verified
Türkiye
Local time: 09:18
English to Turkish
Piyasa güzellemesi ve "EMEK EN YÜCE DEĞERDİR" (Tabi tabi) May 21, 2007

Bunu bir parantez içi olarak kabul edin. Şimdi akreditasyonu, odayı (salon dışında bizim evde var iki adet, buyurun çay içelim istediğiniz odada) bir kenara bırakarak yazıyorum:

Arkadaşlar, tamam, piyasa mevcut en gerçekçi süzgeçtir ve öyle de kalacaktır. İyi çevirmen işten başını kaldıramayabilir, ki şu anda öyle. İyi çevirmenin seçme şansı oluşur, "bir şu çeviriye bak, bir de benimkine, al sana akreditasyon" diyebilir, ki diyoruz.
Bununla b
... See more
Bunu bir parantez içi olarak kabul edin. Şimdi akreditasyonu, odayı (salon dışında bizim evde var iki adet, buyurun çay içelim istediğiniz odada) bir kenara bırakarak yazıyorum:

Arkadaşlar, tamam, piyasa mevcut en gerçekçi süzgeçtir ve öyle de kalacaktır. İyi çevirmen işten başını kaldıramayabilir, ki şu anda öyle. İyi çevirmenin seçme şansı oluşur, "bir şu çeviriye bak, bir de benimkine, al sana akreditasyon" diyebilir, ki diyoruz.
Bununla birlikte o güzellemesini yaptığınız piyasanın biz çevirmenlerle veya küçük büro sahipleriyle çıkarlarının örtüştüğünü, her durumda güzel güzel, omuz omuza yürüdüğümüzü, yürüyeceğimizi düşünmeyin.
O piyasanın belirleyici mekanizmalarının çevirmen gibi kahırlı bir emekçinin yaşam standartlarını mümkün olduğu kadar ölmeyecek düzeylere çekmeye çalıştığını, bu düzende her ticari mekanizma gibi nihai amacı kar olan bu mekanizmanın bu amaç doğrultusunda ilk başta bu emeğin karşılığını tırpanlamaya çalıştığını da göz ardı edemezsiniz.
Siz orada usta kaleminiz-klavyenizle aslan gibi beklerken ucuz olanı zorladığını da benden öğrenmiyorsunuz.
O piyasaya dikkat. O piyasada bazı kaşalotların dar zamanlarda bir çevirmenin cebine doğrudan girmesi gereken paralara işi bağlayıp birçok genci istismar ettiğini, küçük büroları da sıkıntıya soktuğunu, kalitesiz ürünlerle mesleğin itibarını zedelediğini de biliyorsunuz.
Piyasa denilen ayın karanlık yüzü de var. Benim dışımda siz kendi pratiğinizden yüzlerce örnek verebilirsiniz, kuşkum yok.
Bu bize akreditasyonu fiilen pek güzel veren güzelim piyasanın bırakın şöbiyeti, asma yaprağında sardalyayı, elinden gelse kaşar-ekmeği idareli vereceğini söylemek pek bilgece bir şey olmaz.

Neyse, yaş ilerliyor bende de, usule uygun olarak bir anıyla tamamlayayım (dinleyin ey gençler):
Bir meslektaşla yolda yürürken bir sendika bürosunun tabelası dikkatimizi çekti, konuşmayı kesip ikimiz de baktık:
EMEK EN YÜCE DEĞERDİR! yazıyor.
Dönüp gülümsedik birbirimize ve "tabi tabi" deyip yola devam ettik.
Şöbiyet? Vallahi cepte para yoktu, kaşalotlara çalışarak yer edinmeye çabalıyordum meslekte, karnımı doyurmak üzere minibüsle eve döndüm acilen.

[Değişiklik saati 2007-05-21 18:26]
Collapse


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 08:18
Member
English to Turkish
+ ...
Sözünü ettiğim forum konusu: May 21, 2007

http://www.proz.com/topic/53788

 
chevirmen
chevirmen  Identity Verified
Türkiye
Local time: 09:18
Member (2006)
English to Turkish
+ ...
AB May 21, 2007

Hepinizin hoşgörüsüne dayanarak burada espri niteliğinde bir konuyu sunmak istiyorum.

Şimdi bize her dalda AB diyorlar. Ben de her duyduğumda şu aklıma geliyor (biraz argo tabirle)

Sizi A(BABA)BABA'yı alacağız. Bu AB lafı son iki senedir en tilt olduğum laf haline geldi.

Şu çeviri ile ilgili AB komiserleri geldiğinde beni de çağırsalar, onlara olayın nasıl olması gerektiğini bir de ben anlatsam.

Türkiye Cumhuriyeti va
... See more
Hepinizin hoşgörüsüne dayanarak burada espri niteliğinde bir konuyu sunmak istiyorum.

Şimdi bize her dalda AB diyorlar. Ben de her duyduğumda şu aklıma geliyor (biraz argo tabirle)

Sizi A(BABA)BABA'yı alacağız. Bu AB lafı son iki senedir en tilt olduğum laf haline geldi.

Şu çeviri ile ilgili AB komiserleri geldiğinde beni de çağırsalar, onlara olayın nasıl olması gerektiğini bir de ben anlatsam.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının eli armut mu topluyor, ağzı mı bağlı, onlar bize bir şey söylerken oturup utanacak. Bu tür sözlerin bile kendi kendimize bir küçümseme yarattığına inanıyorum ve şiddetle kınıyorum. İsteyen utanabilir ama ben yaptığım işi biliyorsam, utanacak bir şeyim yok.

İşte burada, bu adamların muhatap alacağı kişilerin yeterli kalibrede olması önem kazanıyor. Bu AB'liler böyle bir söz söylediklerinde "Hayır kardeşim. Burası Türkiye sen gelip bana ne yapacağımı söylemezsin" diyemiyorsa muhatap şahıslar ve sadece kenara çekilip utanıyorsa, sadece şunu söyleyebilirim. Bu adamlar beni temsil edemez...
Collapse


 
Şadan Öz
Şadan Öz  Identity Verified
Türkiye
Local time: 09:18
English to Turkish
Cem'e bir soru daha May 21, 2007

Nizamettin Yigit demiş ki (iyi de demiş):


Her şeye rağmen, bir oluşum oluşsa ve on kişiye yeni başlaan 10 kişiye başlarken ne yapmalı, nasıl fiyatlandırmalı, nasıl pazarlık etmeli, hangü sözlükler güvenilir, hangi bilgisayarda çalışmak lazım, hangi kanala yönelmek lazım, hangi programları edinmek veya hangilerinden kaçınmak lazım diye öğretse bu oluşum, amacına ulaşmış on tane taş gibi çevirmenin gözünün açılmasına yardım etmiş olur.

Bence hiç bir şey yapılmasa da bu yapılmalı. Amaç buysa amenna... Ama amaç kurumu oluşturup sonra da kanun veya tekel olmaya çalışmaksa o işin uzun ve derinlikli olduğunu ve dahi beni aştığını ifade edeyim.

Uzun soluklu işleri yapabilmek için de kısa soluklu işleri yapmış olmak ve bunda genel kabul görmek gerek diye düşünüyorum. Kısa soluklu işleri kurumsallaşmadan önce yapmayı başardık şimdi sıra kurumsallaşmakda derseniz ona da amenna...


Chevirmen de bu kendini ispat ve işin içinde olma meselesini gayet açık şekilde ikidir vurguluyor.

Tam da bu nedenle Cem Ark'a telefonda "arkadaş, böyle tepeden inme bir tarzla bir yere varamıyorsun, olay ortada, ciddiye de alınman mümkün değil, madem yıllardır tek başına hareket ediyorsun, ki bu senin eksin, madem öğrenciler ilgi gösteriyor şu anda, bir çalışma grubu toplayıp MESLEĞE NASIL ADAM ATARIZ, NELER YAPMALIYIZ vb. konulu bir çalışma yapıp önümüze koy, tepkiler de değişecektir" dedim.

Gelen yanıt: "Olmuyor"
O sırada acil bir işi çıktı ve telefon görüşmesini kestik, "e o zaman odadan nasıl bahsedebiliyorsun?"a giremedik.

Şimdi bu bağlamda bu soruyu buradan sormam farz oldu.
Neden yüzlerce basamaklık bir merdivenin ilk basamağına adım atılmadan merdiven başına çıkılıyor?
(Sıkılmaya başladım bu döngüden ama herkesin kafasında gözünde netleşsin olay, maksat budur.)


 
BÜLENT CEM ARK
BÜLENT CEM ARK  Identity Verified
Türkiye
Local time: 09:18
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Yanıt May 22, 2007

1- Burada söylemiş miydim bilemiyorum. Mayıs 2006'da yapılan Genel Kurulda alınan
kararla, Çeviri bölümü öğrencileri, Çeviri Derneğine aday üye statüsünde üye olabilmektedirler.

Çeviri bölümü öğrencilerinden gelen ilgi, gerek bu duyuruyu, gerekse mesleki örgütlenmenin neden önemli olduğunu işlediğim bir yazıdan sonra ortaya çıktı. O yazımda da, öğrencileri ve mezunları Çeviri Derneğinin şemsiyesine davet etmiştim.

Ama bu
... See more
1- Burada söylemiş miydim bilemiyorum. Mayıs 2006'da yapılan Genel Kurulda alınan
kararla, Çeviri bölümü öğrencileri, Çeviri Derneğine aday üye statüsünde üye olabilmektedirler.

Çeviri bölümü öğrencilerinden gelen ilgi, gerek bu duyuruyu, gerekse mesleki örgütlenmenin neden önemli olduğunu işlediğim bir yazıdan sonra ortaya çıktı. O yazımda da, öğrencileri ve mezunları Çeviri Derneğinin şemsiyesine davet etmiştim.

Ama bu karar, Çeviri Derneğinin web sitesinde duyurulamamıştır. Bunun duyurulması, Nisan 2007'de benim öğrencilere gönderdiğim yazıdan sonra olmuştur.

Peki, Çeviri Derneği bunu bugüne kadar neden yapamadı? Bu sorunun yanıtını takdir edersiniz ki benim değil, Çeviri Derneğinin vermesi daha uygundur.

2- Meslek Odası kurma hedefi olan bir derneğin üyesiyim. Meslek Odasını kurmaya kalkışan bir kişi değilim Çünkü bu iş beni aşar. Ama sanırım ortada ciddi bir yanlış anlaşılma var.

Ayrıca, benim amacım, mesleki örgütlenmenin önemi üzerinde sizlerle görüş alışverişinde
bulunmak ve üyesi olduğum derneğin amaçlarını sizlerden gelen sorular ışığında bunları
yanıtlamaya çalışmak. Keşke bunu Çeviri Derneğinin Genel Sekreterliği yapsa, ama
gördüğünüz gibi hâlâ yapabilmiş değil.

Üyesi olduğum Çeviri Derneğinin amaçlarını sizlerle paylaştıktan sonra, derneğin mesleki örgütlenme yolundaki çalışmalarının gelişmesine ve üye sayısının artmasına katkım olmuş olursa ne mutlu bana… Ama bunun ötesinde benim alternatif bir oluşum amacım yok.

Ama bu söylediğim, Çeviri Derneğinin her söylediğini ya da her yaptığını onaylıyorum
anlamına gelmemeli. Eleştirdiğim yanları var. Hem de çok ciddi eleştirdiğim yanları var...

Nisan 2006’da, Serdar ÖNCÜ, chevirmen ve iki arkadaşla bir araya gelmiştik. Ben kendilerine üyesi olduğum Çeviri Derneği hakkında bilgi verdim. Çeviri Derneğini temsilen kendileriyle konuşmadım… Uzun bir konuşmamız olmuştu.

Yaşadıkları sıkıntıları benimle paylaşmışlardı. Ben de bunları İstanbul’a döndükten sonra Çeviri Derneği Başkan Yardımcısı Osman Kaya’ya aktarmıştım.

Ankara’da yapılan toplantımızın ardından, notlar aldığım konular üzerinde ÇDYK nasıl bir değerlendirme yaptı bilemiyorum. Serdar ÖNCÜ’ye Çeviri Derneğinin genel sekreterliği tarafından bir bilgi verildi mi bilemiyorum. Ama bana bu konuda bir bilgi verilmedi.

Daha sonra, birkaç kere chevirmen ile konuştuk. Derneğe iletmemi istediği mesajlar üzerinde bir gelişme var mı diye sorduğunda ne yazık ki kendisini tatmin edecek bir yanıt verememiştim…

O gün chevirmen’in verdiği tepkiye yüzde yüz katılmıştım. İlettiği mesajlara yanıt alamayan bir insanın o derneğe üye olmayı düşünmesi mümkün olabilir mi? Bence de olamaz.

3- Özden Arıkan bir soru sormuştu.

Çevirinin alt dallarını nasıl örgütlemeyi düşünüyorsunuz? diye sormuştu.
( Çok geç yanıt verdiğim için özür diliyorum)

Burada söyleyeceklerim benim kişisel düşüncelerimdir.

Meslek odasının altında çevirinin ilgili dalları ( ör: Konferans Çevirmenliği, altyazı çevirmenliği, yazınsal çeviri vs....) alt komiteler altında çalışmaya devam edebilir.

Ama üst yapıda bütün bu dallarda çalışan çevirmenlerin haklarını koruyabilecek çerçeve kuralların konması, gerekse geliştiren imkânların konması neden mümkün olmasın?

Mesleki statünün sağlanması, Çeviri etiğinin belirlenmesi, çevirmenlerin sosyal ve ekonomik haklarının belirlenmesi, danışma kurulu, disiplin kurulu, terimce kurulu gibi birimlerin kurulması, hizmetiçi eğitim seminerleri vs... gibi birim ve etkinliklerin kurulması neden kabul edilmesin? Çeviri hizmet tarifesini de belirleyebilmelidir bana göre. Ama bunun nasıl olabileceğini sizlerle tartışarak bulmak istiyorum. Çünkü, bunun çok nazik bir konu olduğunu biliyorum.

Şimdilik benden bu kadar.

Hepinize saygılar sunarım

Cem ARK.

Not: Ortamı geren yazılar yazan arkadaşlara sesleniyorum. Lütfen ortamı geren konuşmalar yapmaktan ziyade çözüm odaklı yazılar yazmaya çalışalım. Sizlerin bunu yapabileceğinize inanıyorum.


[Edited at 2007-05-22 14:43]
Collapse


 
Cagdas Karatas
Cagdas Karatas  Identity Verified
Türkiye
Local time: 09:18
English to Turkish
Tercüman-ı Ahval May 22, 2007

Özden Arıkan wrote:

Piyasadaki kalitesizlikten, her dil bilenin çevirmen olmasından (bu hepimizin en sevdiği ifade), dilin bozulmasından, çevirmenliğin meslekten sayılmamasından, çevirmenlerin hak ettiği refaha ve saygınlığa kavuşamamasından sürekli yakınıyoruz. Yakındığımız şeylerin düzelmesine katkısı olabilecek bir şeyi külliyen reddedemeyiz. Çevirmenliğin meslek olarak kabul görmesi isteği ile akreditasyon verecek olanın alnını karışlamak gibi bir tavrın bir arada olabileceğini sanmıyorum.


Özden valla ben yakınmayı çok severim, sızlanmaya bayılırım, dudak bükmenin hastasıyımdır. O saydığın şeylerin tamamına karşıyım. Bu başlık yüzünden gene karnıma ağrılar girdi benim. Sanki orada alınmayı bekleyen haklar var ve birilerinin gelip, görüp, yenmesi gerekiyor. Çok zor hatta ütopik şeylerden söz ediliyor burada. Çevirmenlerin mesleki örgütlenmesi çok ağır bir konu bence. Bizim kültürümüzde yok yahu. Hak almayı sevmiyoruz biz. Biz hep "versinler, versinler, sevenleri sevdiğine versinler" demişizdir. Ben de öyle derim. Kolumu (başka yerlerim de dahil) kaldıracak halim yok. Hayatımda hiçbir derneğe üye olmadım ben. Hayatta en fazla bir şeylerin sempatizanı olabildim, ondan da ikinci postada tabana kuvvet kaçmışımdır. Dernek, örgüt, lonca, kurum, kuruluş, birlik vb adını duyduğumda tiksinti geliyor. Neden acaba? Belki de şekerle kandırılma korkusu içime işlemiş benim de birçokları gibi. Refah ve saygınlık istenir ama inan elzem değil. Yakındığımız şeylerin düzelmesi istenir ama elzem değil. Akreditasyon verilir ama elzem değil. Bence biz alın karışlamaktan vazgeçmeyelim. Ne kadar aykırı, ne kadar ukala, ne kadar sivri, ne kadar çok renkli, ne kadar kalıpdışı olursak o kadar iyi. Ben mesleki örgütlenmek istemiyorum. Ben takım elbise ve kravatlı üyeleri olan oluşumların bir parçası olmak istemiyorum. Ben sadece çeviri yapmak, eserlerimle övünmek, gerçek meslektaşlarımın yarattığı eserlere gıpta ile bakmak istiyorum.


 
Şadan Öz
Şadan Öz  Identity Verified
Türkiye
Local time: 09:18
English to Turkish
Geren? May 23, 2007

BÜLENT CEM ARK
Not: Ortamı geren yazılar yazan arkadaşlara sesleniyorum. Lütfen ortamı geren konuşmalar yapmaktan ziyade çözüm odaklı yazılar yazmaya çalışalım. Sizlerin bunu yapabileceğinize inanıyorum.


[Edited at 2007-05-22 14:43]


Ortamı geren yazılar yazan kimse yok. Soru soruyor ve oldukça hassas bir konu üzerinde görüş bildiriyoruz. Kalemimiz keskinleşebilir, ancak o olacak bu konuda.
Meselenin kendisi gerilimli bir mesele. Yani bu uyarına gerek yok.

Şimdi, en azından Pazar'a kadar sorular devam edecek, çünkü hala bulutlu bir durum var ortada:

Şu son yazdıklarına göre, oda meselesi bunu tek başına gündem haline getiren biri olarak seni aşıyor. Tamam. Çeviri Derneği de bir şey yapmıyor. O da tamam.
10 kişiyle toplantı yapılıyor ve ne alternatif bir çalışma çıkıyor, ne bu küçük ilgi/enerji derneğe yöneltilmeye çalışılıyor.

O halde bu toplantılarla neyi amaçlıyorsun?
200 kişi toplanıp "hadi" desek ne olacak?
Hiçbir şekilde hareket etmeyen, tepki vermeyen (senin söylediklerinden çıkardığım bu) derneğe mi yönlendireceksin bunu?
?


 
BÜLENT CEM ARK
BÜLENT CEM ARK  Identity Verified
Türkiye
Local time: 09:18
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Güzel soru May 23, 2007

Sevgili Şadan ÖZ'ün soruları için teşekkürler.

Amacımı sizlere defalarca söyledim. Çeviri Derneğinin Meslek Odası Kuruluş Çalışmalarına başlayabilmesi için gerekli üye sayısına ulaşmasında katkıda bulunmak...

Ama buradaki yazışmalardan şu an Çeviri Derneğine üye olmayı düşünen çok fazla kişinin olmadığını görüyorum.

Bu konuda size katılmamak elde değil.

Çünkü bunun olması için sizlerin sorac
... See more
Sevgili Şadan ÖZ'ün soruları için teşekkürler.

Amacımı sizlere defalarca söyledim. Çeviri Derneğinin Meslek Odası Kuruluş Çalışmalarına başlayabilmesi için gerekli üye sayısına ulaşmasında katkıda bulunmak...

Ama buradaki yazışmalardan şu an Çeviri Derneğine üye olmayı düşünen çok fazla kişinin olmadığını görüyorum.

Bu konuda size katılmamak elde değil.

Çünkü bunun olması için sizlerin soracağı sorulara yanıt getirmek gerekiyor.

Çeviri Derneği, kurmayı amaçladığı Meslek Odasında nelerin olmasını düşünüyor? vs.. gibi.

Bu konuda yapılacak çalışmaların ne olduğunu inanın ben de bilmiyorum.

Bunları öğrenmemiz, karşılıklı görüşmemiz, tartışmamız ve herkesin azami müşterekte birleşmesini sağlamamız lâzım.

Peki bunları ne zaman ve nasıl öğrenebileceğiz?

Benim önerim, Çeviri Derneğinin düzenleyeceği ve Çeviri Camiasının katılımına açık yemekli bir toplantı olmasıdır.

Bu toplantıda Çeviri Derneğinin Yönetim Kurulu üyeleri, mesleki örgütlenmenin önemini ve mesleki örgütlenmede seçtikleri yolu ve bu yolun ayrıntılarını bizlerle paylaşabilir.

Sizler isterseniz, Çeviri Derneğinin ne amaçladığını öğrenebiliriz.

Nasıl mı?

Benim aklıma gelen ilk somut öneri şu:

[email protected] adresine Çeviri Derneğine üye olmayanların da katılımına açık olabilecek yemekli toplantı talebinde bulunmamızı öneriyorum.

Bu talebi yaparken Proz üyesi olduğumuzu belirtelim.

Ne kadar çok Proz üyesi Çeviri Camiası mensubu bunu yaparsa, ÇDYK, Proz'un gücünü o zaman daha iyi anlayabilir.

Özet:

Çeviri Derneğinde Cem ARK'ın dışındaki insanlardan da katkı ve katılım gelmesini isterdim. Ama bunu yapan çok az.

Proz'a yazı yazanların Çeviri Derneğine üye olmasını düşünüyorum da acaba Çeviri Derneği bugünkü kadar hantal olabilir miydi?

Hele bir olmaya kalksın!! Olanın vay haline

Hepinize saygılar sunuyorum.

Cem ARK

[Edited at 2007-05-23 01:49]
Collapse


 
Şadan Öz
Şadan Öz  Identity Verified
Türkiye
Local time: 09:18
English to Turkish
? May 23, 2007

Allahım sen bana sabır ver.
Bi de dernekle mi yiyecez? Niye yiyecez içecez böyle mütemadiyen?
Sen şu söylediklerine kendin inanıyor musun Cem?
Ben bir derneğe gider üye olurum veya olmam. Ne diye "proz.com'danım ben Osman Bey, Hasan hocam" diyeyim güzel kardeşim?

Proz'un gücünü bazı dernek yöneticilerine anlatmak (ne demekse) niye gündemimiz olsun? Biz gücümüzü emeğimizden alıyoruz. Bazı kurum ve kuruluşlardan değil.
Senin de kendi
... See more
Allahım sen bana sabır ver.
Bi de dernekle mi yiyecez? Niye yiyecez içecez böyle mütemadiyen?
Sen şu söylediklerine kendin inanıyor musun Cem?
Ben bir derneğe gider üye olurum veya olmam. Ne diye "proz.com'danım ben Osman Bey, Hasan hocam" diyeyim güzel kardeşim?

Proz'un gücünü bazı dernek yöneticilerine anlatmak (ne demekse) niye gündemimiz olsun? Biz gücümüzü emeğimizden alıyoruz. Bazı kurum ve kuruluşlardan değil.
Senin de kendi pratiğinde bunu ciddi bir şekilde düşünmen lazım.
Sen böyle buraya gelip dernek diyorsun, derneğe yönelip proz diyorsun, işte tüm bunlar altındaki "zeminsizliğin" sonuçları.
Daha çook yemek/büfe/kafe çağrısı yapacaksın.

Yeter Cem. Şu son yazın artık bence ciddiyetten iyice uzaklaştı.
Dernek harici çıkış yaparak ama hala o derneği referans göstererek, mesleki örgütlenmeden söz edip meslekle ilgili hiçbir şey de yapmayarak kendini nasıl bir açmaza soktuğunu, bizlerin zamanını ve enerjisini nasıl tükettiğini görmüyor musun?
Mesele örgütlenme olduğu için kendini zorlayıp bu yazışmaları izleyen tüm meslektaşlarıma yazık.

Ciddi söylüyorum, gencecik adamsın, kendini de yıpratıyorsun. Yanlış bunlar Cem.
Aslan gibi adamsın, gidip çeviri yapsana! derler bak.
Ki ben diyorum. Bu lazım sana. Kaç abin söyledi, bir kulak ver.

Yeriz yemeği sonra. Söz, Taksim Kızılkayalar'da hamburger powwow'u yapacam sana özel.

İşe dönüyorum, yetişmezse oyacak müşteri beni.
Herkesten de özür diliyorum uzattığım için.
Collapse


 
Nizamettin Yigit
Nizamettin Yigit  Identity Verified
Netherlands
Local time: 08:18
Dutch to Turkish
+ ...
Eğer ol-sa May 23, 2007

BÜLENT CEM ARK wrote:

Amacımı sizlere defalarca söyledim. Çeviri Derneğinin Meslek Odası Kuruluş Çalışmalarına başlayabilmesi için gerekli üye sayısına ulaşmasında katkıda bulunmak...
Cem ARK



Benbu yaklaşımın iyi. Yani ayrıksalık peşinde olmadığını gösteriyorsun.

BÜLENT CEM ARK wrote:
Ama buradaki yazışmalardan şu an Çeviri Derneğine üye olmayı düşünen çok fazla kişinin olmadığını görüyorum.
Cem ARK



Bunun bir gerekçesi var mı veya bunun bir gerekçesi olmadan mı yapılıyor olduğunun evabı önemli.

BÜLENT CEM ARK wrote:

Çeviri Derneği, kurmayı amaçladığı Meslek Odasında nelerin olmasını düşünüyor? vs.. gibi.
Cem ARK



Çeviri derneği böyle bir faaliyeti va mı? Ben sanki olmadığı için sen çözüm arayışındasın diye anlıyordum. Yanıldım mı ?

BÜLENT CEM ARK wrote:

Bu konuda yapılacak çalışmaların ne olduğunu inanın ben de bilmiyorum.
Cem ARK



Yangın olan yerdesin. Elinde kova. Havuzun yerini biliyorsun ama avlu dışına çıkıp havuzun yanına gidemiyorsun görüntüsü mevcut. Telaşı belki de heyecanlı demek daha doğru.

BÜLENT CEM ARK wrote:

Bunları öğrenmemiz, karşılıklı görüşmemiz, tartışmamız ve herkesin azami müşterekte birleşmesini sağlamamız lâzım.
Cem ARK



Bence önce asgari müştereklerde birleşilsin bir defa azami müşterekler zamanla olur. Başlangıçtan azami müşterek hedeflemek bir planlama hatası bence.

BÜLENT CEM ARK wrote:
Benim önerim, Çeviri Derneğinin düzenleyeceği ve Çeviri Camiasının katılımına açık yemekli bir toplantı olmasıdır.
Cem ARK



Meseleyi çözmese de tanışmak, bilişmek, belki yeni yardımlaşma ve iş fırsatlarına kapı aralamak açısından faydalı olabilir.

Yaza olursa ve TR de olursam katılırım.

BÜLENT CEM ARK wrote:
Bu toplantıda Çeviri Derneğinin Yönetim Kurulu üyeleri, mesleki örgütlenmenin önemini ve mesleki örgütlenmede seçtikleri yolu ve bu yolun ayrıntılarını bizlerle paylaşabilir.
Cem ARK



Buraya kadar yazılanlardan ve daha evvelinden paylaşılanlardan bu ifadenin manasının olmadığını belirteyim. Kimseyi karalamak için yazmıyorum. Bir şey yapmadığını, dışarıya açık olmadığını, ne olup ne bittiğinden haberiniz olmadığını, yönetim kuruluyla doğru dürüst haberleşmenin mümkün olmadığı bir dernek mevcut ve siz bu dernekten birden yaz çiçeğ gibi açılmasını ve paylaşımcı olmasını, planlarını paylaşmasını bekliyorsunuz...

Pazarlamanın bir kuralı var. Kişi tamam ilgileniyorum ama beni haftaya ara, ziyaret et vs dese de satış sözkonusu değildir. Bu şekilde randevu vermek HAYIR demektir. Yani siz en iyisi yeni bir müşteri aramaya başlayınız demektir.

Diğer br mesele paylaşacak bir şeyin, ya da belirli konularda birlerinin daha bilgili olduğu yargısını da desteklemiyorum. Buradaki gayretine bakarak, imkanın olsa veya avam tabiriyle dümende sen oturuyor olsan daha çok işler yapılacak gibi görünüyor. En azından dillendiriyorsun, bunu başaramamış birilerinin paylaşacak, anlatacak vs bir şeylerinin olduğunu kabul etmek biraz zor.

Bilgi yönetiminin kurallarından biri, "implicit" bilginin her ne kadar kayıtta olsa da kullanılır olmadığı için bilgi olarak değerlendirilmeyeceği.

Vaktiyle medeni kanuna göre evlenmeleri artırmak için bir reklam vardı hani. Bacım kocasıyla İstanbula gelir. Vesayitten iner. Kocasıyla zıt yönde yürümeye başlar. Kocası nereye gidiyon kız der. O da kendi yoluma Aliş der.
Aliş dellenme dese de ben senin neyinim sorusunu sorar. Kocanım, sen de benim karımsın cevabına berikinin cevabı hazır:
Eee hadi ıspatlaaa...

Benzer şekilde demezler mi adama daha fazla biliyorsan hadi ıspatlaaaa...

Ben kimseye sataşmak veya kimsenin gönlünü kırmak için yazmadığım gibi kimsenin gönlünü almak için de yazmıyorum ama gerçekleri iyi görmek gerek diye düşünüyorum.
Şadan Öz'ün son tavsiyesi çok müthiş. Bugün iyi çalışan çevirmenin yevmiyesi iş olduğu sürece en az 100 dolar civarında. Ayda 2400 dolar ediyor. Bu İstanbulda bile yaşama standardının üzerinde. Bence Şadan Öz haklı.

Get işine temiz temiz taş gibi çevirini yap...

Tabi buna gerek duymuyorsan o zaman Ankara'ya taşın. Dernek, sendika, vs yoluyla belki idarenin merkezine yakın olman durumunda başarı ihtimalin de artabilir.

Sağlıcakla kalınız.

Nizam Yigit


 
Pages in topic:   < [1 2 3 4 5] >


To report site rules violations or get help, contact a site moderator:


You can also contact site staff by submitting a support request »

18 Mayıs 2007 Cuma günü saat 19:00'da Çeviri Camiası mensupları İstanbul'da bir araya geliyor


Translation news in Türkiye





Trados Business Manager Lite
Create customer quotes and invoices from within Trados Studio

Trados Business Manager Lite helps to simplify and speed up some of the daily tasks, such as invoicing and reporting, associated with running your freelance translation business.

More info »
Trados Studio 2022 Freelance
The leading translation software used by over 270,000 translators.

Designed with your feedback in mind, Trados Studio 2022 delivers an unrivalled, powerful desktop and cloud solution, empowering you to work in the most efficient and cost-effective way.

More info »